Bu simgeyi (O2) kimya dersinden hatırlıyoruz hepimiz. Oksijen! Yani iki oksijen atomlu, havayı teneffüs ettiğimizde soluduğumuz bileşik. Buna bir oksijen atomu daha geliyor. O3 oluyor. Bunun adı da ozon. Oksijenin yakın akrabası olur kendileri. Şimşekli havalarda burnumuza gelen kokunun ta kendisidir o!
Ozon, 3 oksijen atomundan oluşan, oksijenin yüksek enerjili şekli. Yapıları da birbirinden oldukça farklı. Tüm dünyada, içme suyu sağlayan arıtma tesislerinde mikrop öldürücü olarak kullanılan ozon zaten yüz elli yıldır tıpta kullanıyordu, artık kozmetiklerde de kullanılıyor. İlk zamanlar sadece zeytinyağı ozonlanırken, şimdilerde argan yağı ve kayısı çekirdeği yağı gibi kıymetli yağlar da ozonlanıyor.
Ozon depolanamayor ve stoklanamıyor! Çünkü ozonun yaşamı ortamın sıcaklığıyla ilgili! Ozonun bulunduğu ortamın ısısı değişince bir süre sonra kendiliğinden hammaddesi olan oksijene dönüşüveriyor! Kokusu çamaşır suyunu andırdığı için pek hoş gelmeyebilir. (Ama faydalarına bakıp umursamamayı becerebilirsiniz.) Üç oksijen molekülü bir araya gelince koku budur. Kokusu yok ise zaten o artık ozon değildir… Bunu unutmayın. Yani güzel kokan ozonlu kozmetik olamaz.
Ozonu kozmetiklerin içine katmalarının sebebi : Gayet başarılı şekilde dezenfekte ediyor, akneli ciltlerin sorunları, kırışıklar, selülit, yaraların iyileşmesi ozonun iyileştirici etkisiyle gerçekleşiyor. Alerjik insanların bile gayet iyi tolere ettiği ozonlu jelleri her yaştan insan kullanabiliyor. Ozon onarıyor, gençleştiriyor…
Ülkemizde ozon terapi merkezleri çoğalıyor. Peki, buralarda ne yapılıyor hiç merak ettiniz mi?
Kısaca anlatayım: Önce kişiden kan alınıyor, dozu belirlenen ozonla karıştırılıp tekrar damara veriliyor. Veya kas içine enjekte ediliyor. Yine doktorun belirleyeceği dozda ozon gazı cilt altına, eklem içine veya vücut boşluklarına püskürtmeyle veriliyor (Vajina, kulak yolu, makat vs gibi) Sorun nerede ise ozon o dokuya veriliyor. Egzama, dermatit gibi sorunlarda da ozon gayet başarılı sonuçlar veriyor.
Ozon ne yapıyor?
• Derinin bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Alerjik derileri sağlamlaştırıyor. Yumuşacık ve pürüzsüz yapıyor çünkü deri yenileniyor.
• Hücrelere giden, dokuya giden kan dolaşımı hızlandığı için cilt çok çabuk yenileniyor. Hücre nefes alıyor.
• Yaralar varsa, doku çabuk onarılıyor, yara hemen iyileşiyor. Ağızda olan aftlarda bile kullanabilirsiniz. Gece sürüp yatın. Sabaha göreceksiniz.
• Selülit dokudaki “dolaşım zayıflığı” sorunudur biliyorsunuz. Ozonlu bakımla, dolaşım sorunu olan selülitli kısımda dolaşım hızlanıyor, yağ parçalanıp dokudan atılıyor
• Yaş aldıkça su ve yağ dengesini kaybedip, sarkmaya başlayan cilt ozonla yeniden elastikiyet kazanıyor.
Ozonlu kozmetiklerin üzerinde bazen ozon yerine ” aktif oksijen” tanımı kullanılıyor. Aynı şey. Oksijenin dokunduğu her yer canlanıyor, kan dolaşımı düzeliyor, doku onarılıyor ve sonuç: Gençlik! Çoluk çocuk, kadın, erkek, anneanne, herkes kullanabilir… Kokusu? Evet, kokusu pek hoş değil. Her ne kadar “öğürdüm, midem kalktı, kocam benden nefret etti” diyenler varsa da zamanla kokuya da alışıyorsunuz. Cidden!
En iyi ozonlu yağ / kozmetik hangisi?
Ben keşfettiğim iki iyi ürünü burada yayınlıyorum.Ama başka bir ozonlu ürün almaya karar verdiğinizde kriterleriniz ne olmalı tek tek sayayım. Piyasada o kadar çok ozonlu kozmetik var ki konuya uzak kişilerin hangisi daha iyi diye araştırdıklarında doğru bilgiye ulaşabilmeleri için ben de birkaç satır ilave etmek istedim.
1- Ozonlandırılmış Oleik Asit üretebilmek gerçekten maliyetlidir. Tesislerin GNP standardında olması, kalite belgelerine sahip olması sizin hayrınızadır. Doğrusu da budur.
2- Kullanılan Oleik Asit ( zeytinyağının) kaynağının belli ve ölçümlendirilmiş olması çok önemlidir. Hangi zeytinyağını hangi kalitede yağı kullanmış önemlidir.
3- GERÇEKTEN kaliteli OZONLU JELİN maliyetini artıran; yüksek enerji yükünü transfer ettiğinizde (yapay ortamda oluşturduğunuz) milyon voltluk şimşek / elektromanyetik alandır…Elbette bu alanın ve tesisin güvenirliliği çok önemli.
4- Satın almak istediğiniz ozonlandırılmış yağın kaynağı belirsiz ise, üretim tesisleri kalite standartlarında sayılamıyor ise,Hıfzı Sıhha testlerine girmemiş ise ve Sağlık Bakanlığı bildirimleri yoksa kumar oynamayın.. Ozonlandırılmış yağın güvenilir ve gerçek olduğunu anlamanız için bu standartları arayın.
Zeytinyağı değilse ne olabilir ki diye düşünüyorsanız, ucuz yağları ozonize edebilirler. Bu, sıvı bitki yağlarının hidrojen ile ısıtılması sonucu oluşan (doymuş)yağlar bildiğiniz gibi hücrenin dipolaritesini bozuyor bu yüzden kanserojen olarak sınıflandırabiliriz… Yani ozonlu yağ alacaksanız her ürüne kanmayınız.
Not: Ozonlu krem kullanımında dikkat edecekleriniz:
- Sabah ve akşam sorunlu bölgeye uygulanmalı. Ancak yağlı yapısı sebebiyle yüzde makyaja imkan vermez. Sadece akşamları da kullanabilirsiniz.
- Ozonlu jel/krem kullanırken GÜNDÜZLERİ güneş koruması da kullanmanız gerekir.
- Ozonlu jelle güneşlenmeyiniz. Lekelenirsiniz.
- Selülit gidermek için kullanılacaksa mutlaka selülit masajıyla uygulanmalı.
- Yüzünüze kullanıyorsanız ilk hafta yüzeyde bir kalınlaşma veya pullanma hissedebilirsiniz. Geçicidir. Kullanmaya devam edin ve haftada 2 kez ince granüllü bir peeling (yüz kesesi) kullanın. Böylece yenilenmeyi hızlandırırsınız.Pürüzlü gibi kalınlaşmış deri de hemen atılmış olur.
- Diş etlerine kullanıyorsanız “uyumadan önce” parmak uçlarıyla yukarıdan aşağıya doğru bastırarak sürün. Yemek tüketmeyin. Bütün gece ağızda kalmasına izin verin.
- Saçlı deride pullanma ve dökülmeler için gün aşırı temizlenmiş saç derisine hafifçe masaj yaparak uygulayın ve en az 4 saat yıkamayın.
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.